Bjkoray
Üye
- 23 Ağu 2018
- 249
- 122
Futbolun kralı!
Pasları, çalımları ve golleri kadar özel hayatıyla da tartışıldı. Seveni kadar sevmeyeni de çok oldu. Ama kimse “Dünyanın en iyi futbolcusu kim?” diye sorulduğunda onun adını anmadan edemedi. O, hiçbir zaman sadece bir futbolcu olmadı. Bunun en büyük kanıtını Boca Juniors taraftarları statlarının girişine yazdı: “Dinimiz Boca, Mabedimiz Bombonera, Tanrımız Maradona”.
30 Ekim 1960 tarihinde Buenos Aires’de dünyaya geldi. Yoksul bir ailenin, üçü kız, altı çocuğundan biriydi. Kendisinden küçük iki erkek kardeşi, Hugo (el Turco) ve Eduardo (Lalo) gelecekte kendisi gibi profosyonel futbolcu olacaklardı. Çocukluğu, şehrin güneyinde yer alan varoşlarıyla namlı Villa Fiorito bölgesinde yoksulluk içinde geçti. Henüz 11 yaşında, Estrella Roja takımında oynarken dikkatleri üzerine çekti. 12 yaşına bastığı günlerde, birinci lig maçlarının devre aralarında sahaya çıkar, top cambazlığıyla izleyenleri büyülerdi.
Profesyonel futbol kariyerine, 20 Ekim 1976 da, henüz 16 yaşında Argentinos Juniors takımında başladı. 1981 sezonuna kadar bu takımın formasını giydi, 166 maçta 116 gol attı. 1981 sezonunun devre arasında, 1 milyon sterlin karşılığında Boca Juniors takımına transfer oldu, 1982 senesinde ilk şampiyonluğunu yaşadı. 1982 Dünya Kupası’ndan sonra, o zamanın rekor transfer ücreti karşılığında (5 milyon sterlin), İspanya’ya, FC Barcelona takımına transfer oldu.
1983 senesinde, İspanya Lig Kupası’nı (Copa del Rey) kazanan takımda yer aldı. Ancak şansızlıklar yakasını bırakmadı. Yakalandığı sarılık hastalığı nedeniyle bir süre sahalardan uzak kaldı. Sonrasında bir Athletic Bilbao maçında, Andoni Goikoetxea’nin tekmesi sonucunda dört aya yakın bir zaman futbol oynayamadı. Uyuşturucu alışkanlığına bu dönemde başladığı söylenir.
Takım içindeki anlaşmazlıklar nedeniyle, Barcelona’nın o yıllardaki başkanı Josep Lluís Nuñez ile ters düştü. 1984 senesinde, 6.9 milyon sterlin karşılığında Italya’nın Napoli kulübüne transfer oldu ve bu takımda yeteneğini gösterme fırsatı buldu. Napoli’nin İtalya lig şampiyonlukları (1986-1987 - 1989-1990) onun dönemine denk gelir. Napoli, 1987’de İtalya Lig Kupası’nı, 1989’da UEFA Kupası’nı, 1990 senesinde İtalya Süper Kupası’nı kazandı. Maradona takımı adına 188 maçta 81 gol kaydetti.
Ancak saha içindeki yeteneği kadar saha dışındaki düzensiz yaşantısıyla hep gündemde oldu. 1988 senesinde, önce gayri meşru çocuk meselesinden başı ağrıdı. Sonrasında, İtalya’nın ‘Kurtlar Vadisi’ Camorra ile yakın ilişkilerde olduğu iddia edildi.
Bu dönemde uyuşturucu yüzünden 15 ay sahalardan uzaklaştırma cezası aldı. Cezasının bitimininde, 1992-1993 sezonunda FC Sevilla takımına transfer oldu. Ancak bu takımda sadece yarım sezon kaldı,
1993 senesinde Newell"s Old Boys’a, 1995’de eski takımı Boca Juniors’a transfer oldu.
30 Ekim 1997 de, 37 yaşına bastığı gün futbolu bıraktığını açıkladı. Bir dönem teknik direktörlüğü denemiş olsa da, (Corrientes-1994), (Racing Club-1995), bu kulvarda pek başarılı olamadı.
16 yaşında başladığı milli takım kariyeri, 1994 senesine kadar sürdü, 91 maçta 34 gol attı. 1986 Dünya Kupası’nda, İngiltere ile oynanan maçta elle attığı gol ‘Hand of God’ (Tanrının Eli) olarak anıldı, uzun yıllar tartışıldı. Onun için bu gol, bir takımı yenmek değil, bir ülkeyi yenmekti. Bu golden çok sonra, 2005 senesinin ağustos ayında, bir televizyon programında, o golü elle attığını itiraf etti.
İngiltere futbolseveri bu yüzden onu affetmedi… 2000 senesinde yayınlanan, ‘Yo Soy El Diego’ (I ** the Diego) kitabı uzun bir süre en çok satan kitaplar listesinin başında yer aldı. Kitaptan elde ettiği gelirin bir kısmını Fidel Castro’ya duyduğu hayranlık nedeniyle Küba halkına bağışladı.
15 Ağustos 2005 tarihinde, Maradona Arjantin televizyonlarında ki, ‘La Noche del 10’ (10 Numaranın Gecesi) adlı ilk ‘Talk Show’unda, Pele’yi ağırladı. Çok ilgi gören programa daha sonra Zidane, Ronaldo, Hernán Crespo, Fidel Castro, Mike Tyson.gibi tanınmış isimler konuk oldu.
Formasını giydiği ilk takımlardan Argentinos Juniors’un stadı, Aralık 2003’ten beri onun adını taşır.
Ve onun yeşil sahalardaki muhteşem, saha dışındaki hazin geçmişini ise en güzel yine kendisi özetler,
“Bir hiçle başladım. Sahip olduğum yegâne şey, Tanrı’nın bana verdiği, topu istediğim yere gönderebilen iki ayaktı. Ne yazık ki, Tanrı, bu ayaklarla birlikte bana budalalık ve bazı bağımlılıklar da verdi…”
Aldığı Ödüller
1979 FIFA U-20 Dünya Kupası En İyi Oyuncu Altın Top Ödülü
1979, 1980, 1981 Arjantin Ligi Gol Krallığı
1979, 1980, 1981, 1986 Arjantin Futbol Yazarları En İyi Futbolcu Ödülü
1979, 1986, 1989, 1990, 1992 Güney Amerika Yılın Futbolcusu Ödülü (El Mundo)
FIFA 1986 Dünya Kupası En İyi Oyuncu Altın Top Ödülü
1986 Dünyanın En İyi Oyuncusu Ödülü (Once)
World Soccer Magazine Dünyanın En İyi Oyuncusu Ödülü
1987-1988 İtalya Serie A Gol Krallığı
1996 Dünya Futboluna Hizmetlerinden Dolayı Altın Top Ödülü (France Football)
1999 Arjantin Futbol Yazarları Yüzyılın Spor Adamı Ödülü
2000 FIFA Yüzyılın En İyi Futbolcusu Ödülü
2002 FIFA Yüzyılın Golü (1986 Dünya Kupası’nda İngiltere’ye attığı 2. gol)
Daha sonraki yıllarda Arjantin Milli Takımı başta olmak üzere pek çok takımı çalıştırdı, televizyon programlarında yer aldı; hakkında kitaplar yazıldı, belgeseller çekildi.
Doğum günün kutlu olsun Diego Usta!