- 29 Eki 2018
- 11,896
- 11,241
Algılarımız aynı olabilir miydi?
Algı : Psikoloji veya bilişsel bilimlerde bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir,,
Sahip olduğumuz duyu organları sayesinde sürekli algı ve algılama ikileminin içerisindeyiz,,Sahip olduğumuz beynimiz, gözümüz, kulağımız ve diğer duyu organlarımız ile çevremizdeki olaylara karşı sürekli etkileşim halinde bulunmaktayız,,Aynı olaya karşı etkileşim yönümüz aynı olsa bile algılamada farklılıklar gösteriyor ve bunun neticesinde de farklı tepkiler veriyoruz. Bu durum iyi mi yoksa kötü mü sonuçlar doğuruyor birlikte inceleyelim,,Ne dersiniz?
Algılarımız arasında en az bir fark olabilirken bu fark algılama yetimizin özelliğine göre iki, üç, dört, beş ,,, kadar da olabiliyor,,Bazılarımız sıradan bir sandalyeye baktığında; bir oturma kısmı, bir yaslanma kısmı birde dört bacak görüyor iken bazılarımız ise bunların dışında sandalye imal edilirken kaç vida, civata kullanılmış, yapım özelliği ile sandalye seri üretim sonucu mu üretilmiş yoksa basit bir atelye de mi üretilmiş, sandalyede kullanılan renklerin hangi mevsimde kullanılmak için üretildiği gibi bilgiler görebilecektir/edinebilecektir,,Bilim adamları bu durumu deha’lık ile açıklasa da ben ters üçgen paradoksu ile açıklamayı daha uygun buluyorum,,
Üçgen, düzlemde birbirine doğrusal olmayan üç noktayı birleştiren üç doğru parçasının birleşimidir,,İnsandaki algı mekanizması, bir üçgenin herhangi bir köşesinden bir sopa takılmak suretiyle çevrilirken oluşturduğu üçgen ve ters üçgen kompozisyonunun, görsel/analitik sonuçları gibidir,,Burada önemli olan dönsel üçgenin hangi analitik şeklinde iken algımızın çalıştığıdır,,Üçgenin dönüşümü sırasında duraksadığı anlar bizlerin aldığımız tepkiye göre oluşturacağımız algıyı belirlememizi sağlar,,Bu durum ise tıpkı görünüşlerimiz gibi düşüncelerimizi de farklı kılmakta, ters üçgen paradoksunun bizi iyi mi yoksa kötü sonuçlara mı götürür düşüncesine itmektedir,,
Bir olay hakkında insanların farklı etkilenip farklı algılar ile farklı ve çeşitli düşüncelere sahip olması elbette bizim zenginliğimiz daha doğrusu bizleri robottan ayıran en önemli özelliğimiz değil midir? İnsanlık, sahip olduğu ters üçgen paradoksu ile neleri başarmadı ki,,Günümüze kadar olan tarihsel süreçte, Magna Carta’yı hatırlayınız, Monarşi’nin yıkılışını hatırlayınız, Rönasans’ı hatırlayınız, Fransız İhtilali’ni hatırlayınız, Demokrasi’yi hatırlayınız,,Elbette bunlar sahip olduğumuz akıl ve yaşanmışlık tecrübesi ile birlikte algılarımızdaki farklılıklardan , ters üçgen paradoksundan kaynaklanmıştı,,Yukarıda bahsettiğimiz güzel olaylar nasıl ki algılamalarımızın pozitif sonuçları ise bunun oppositi olarak zaman zaman da olsa negatif yansımalarını da gördük,,Hatırlayınız, Sanayi Devrimi’ni, Sömürgeciliği, Orantısız Kapitalizmi, Nazileri, Faşizm Sarmalını, Darbe hegomanyalarını,,Burada önemli olan husus, ters üçgen paradoksunda insanda oluşan algıların pozitif veya negatifliğinin hangi tarafta cebirsel olarak daha fazla yoğunluğa sahip olduğudur,,İşte algılarımız tam da bu noktada her zaman savaş veriyor vaziyettedir,,Öyle ya kime göre pozitif, kime göre negatif ?
Ters üçgen paradoksunda oluşturduğumuz algıların, nihayetinde de bunun sonuçlarının bizleri gerek birey olarak gerekse de toplum olarak mutlu ve huzurlu kılabilmesi dileğiyle,,
Algı : Psikoloji veya bilişsel bilimlerde bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir,,
Sahip olduğumuz duyu organları sayesinde sürekli algı ve algılama ikileminin içerisindeyiz,,Sahip olduğumuz beynimiz, gözümüz, kulağımız ve diğer duyu organlarımız ile çevremizdeki olaylara karşı sürekli etkileşim halinde bulunmaktayız,,Aynı olaya karşı etkileşim yönümüz aynı olsa bile algılamada farklılıklar gösteriyor ve bunun neticesinde de farklı tepkiler veriyoruz. Bu durum iyi mi yoksa kötü mü sonuçlar doğuruyor birlikte inceleyelim,,Ne dersiniz?
Algılarımız arasında en az bir fark olabilirken bu fark algılama yetimizin özelliğine göre iki, üç, dört, beş ,,, kadar da olabiliyor,,Bazılarımız sıradan bir sandalyeye baktığında; bir oturma kısmı, bir yaslanma kısmı birde dört bacak görüyor iken bazılarımız ise bunların dışında sandalye imal edilirken kaç vida, civata kullanılmış, yapım özelliği ile sandalye seri üretim sonucu mu üretilmiş yoksa basit bir atelye de mi üretilmiş, sandalyede kullanılan renklerin hangi mevsimde kullanılmak için üretildiği gibi bilgiler görebilecektir/edinebilecektir,,Bilim adamları bu durumu deha’lık ile açıklasa da ben ters üçgen paradoksu ile açıklamayı daha uygun buluyorum,,
Üçgen, düzlemde birbirine doğrusal olmayan üç noktayı birleştiren üç doğru parçasının birleşimidir,,İnsandaki algı mekanizması, bir üçgenin herhangi bir köşesinden bir sopa takılmak suretiyle çevrilirken oluşturduğu üçgen ve ters üçgen kompozisyonunun, görsel/analitik sonuçları gibidir,,Burada önemli olan dönsel üçgenin hangi analitik şeklinde iken algımızın çalıştığıdır,,Üçgenin dönüşümü sırasında duraksadığı anlar bizlerin aldığımız tepkiye göre oluşturacağımız algıyı belirlememizi sağlar,,Bu durum ise tıpkı görünüşlerimiz gibi düşüncelerimizi de farklı kılmakta, ters üçgen paradoksunun bizi iyi mi yoksa kötü sonuçlara mı götürür düşüncesine itmektedir,,
Bir olay hakkında insanların farklı etkilenip farklı algılar ile farklı ve çeşitli düşüncelere sahip olması elbette bizim zenginliğimiz daha doğrusu bizleri robottan ayıran en önemli özelliğimiz değil midir? İnsanlık, sahip olduğu ters üçgen paradoksu ile neleri başarmadı ki,,Günümüze kadar olan tarihsel süreçte, Magna Carta’yı hatırlayınız, Monarşi’nin yıkılışını hatırlayınız, Rönasans’ı hatırlayınız, Fransız İhtilali’ni hatırlayınız, Demokrasi’yi hatırlayınız,,Elbette bunlar sahip olduğumuz akıl ve yaşanmışlık tecrübesi ile birlikte algılarımızdaki farklılıklardan , ters üçgen paradoksundan kaynaklanmıştı,,Yukarıda bahsettiğimiz güzel olaylar nasıl ki algılamalarımızın pozitif sonuçları ise bunun oppositi olarak zaman zaman da olsa negatif yansımalarını da gördük,,Hatırlayınız, Sanayi Devrimi’ni, Sömürgeciliği, Orantısız Kapitalizmi, Nazileri, Faşizm Sarmalını, Darbe hegomanyalarını,,Burada önemli olan husus, ters üçgen paradoksunda insanda oluşan algıların pozitif veya negatifliğinin hangi tarafta cebirsel olarak daha fazla yoğunluğa sahip olduğudur,,İşte algılarımız tam da bu noktada her zaman savaş veriyor vaziyettedir,,Öyle ya kime göre pozitif, kime göre negatif ?
Ters üçgen paradoksunda oluşturduğumuz algıların, nihayetinde de bunun sonuçlarının bizleri gerek birey olarak gerekse de toplum olarak mutlu ve huzurlu kılabilmesi dileğiyle,,